ÖRNEK METİNLER:
- Romeo: Ah! Savo dud si andi kaja filiastra? 1. Romeo: Ah! O pencerede hangi Işık var?
O oriento si thai Juliet si o kham.
O Doğudur ve Juliet güneştir.
Usti lacho kham kai mudarel o chomut,
Güzel [hoş] güneş yüksel ve ayı öldür
Nasvalo thai parno si o chomut thai na mangel ke tu
Hasta ve beyaz seni istemeyen ay
– leski Kanduni – si po-lachi lestar.
Hizmetçisi ondan daha güzel
Lesko uribe si zeleno thai nasvalo
Elbisesi yeşil ve hasta
Sade o dinile uraven pes andre, chude lem.
Sadece aptallar böyle giyinir, onları dışarı atar.
——————————————-
- Romeo: Ah! O pencerede hangi Işık var?
O Doğudur ve Juliet güneştir.
Güzel [hoş] güneş yüksel ve ayı öldür
Hasta ve beyaz seni istemeyen ay
Hizmetçisi ondan daha güzel
Elbisesi yeşil ve hasta
Sadece aptallar böyle giyinir, onları dışarı atar.
—————————————–
2- Na tromav. Na kerel mange duman. 2-Cesaret edemem. Benimle konuşmuyor.
Dui lache cerhaia ando bodlipen
Bulutlu yerlerde [bulutluluk] iki iyi [güzel] yıldız
Si len buti averthane – mangen lake jakha
Başka yerde işleri var – onun gözlerini istiyorlar
Te dudaren ando lengo than
Yerlerine ışık vermek için
Zi kai aven palpale
Onlar geri gelene kadar
——————————–
2- Cesaret edemem. Benimle konuşmuyor.
Bulutlu yerlerde [bulutluluk] iki iyi [güzel] yıldız
Başka yerde işleri var – onun gözlerini istiyorlar
Yerlerine ışık vermek için
Onlar geri gelene kadar
A Romani story:
3-The Ghosts :
So me tumenge ‘kana rospxenava ada zhivd’ape varikicy Romenge. Me somas ishche tykny chxajori bersha efta-oxto. Amen samas terde kakesa Pxuroronkosa ade smolensko vesh. Tele b’el’v’el bolype azurestar sa butydyr i butydyr kerd’ape molyvitko. Syge lyja tetamas’ol i syr kontrast sa pashidyr i pashidyr jek jekxeste jagune zygzagi p’erechshingirde bolype. Pe bax, ame chxavore, zalyzhijam kashta xoc’ pe kurko, pxenesas, variso zhakiri.
3- Hayaletler :
Şimdi size anlatacaklarım birçok Çingene tarafından yaşanmıştır. Ben sadece yedi ya da sekiz yaşında küçük bir kızdım. Amcamız Pxuroronko ile Smolensk ormanında kamp kurduk. Akşama doğru mavi gökyüzü yavaş yavaş kurşuni bir renge büründü. Kısa süre sonra hava karardı ve bir tezat olarak gökyüzünde birbirine yakın ateş zikzaklar çizdi. Neyse ki, biz çocuklar bütün bir hafta yetecek kadar odun toplamıştık – belki bir önsezimiz vardı.
4- An Anglo-Romani extract from the bible :
There was a rich mush with kushti-dicking purple togs. Every divvus his hobben was kushti. By his jigger suttied a poor mush called Lazarus. Lazarus dicked wafedi, riffly as a juk. He was ready to scran anything he could get his vasters on or chur it from the rich mush’s table.
Mush -man; Kushti – good; Dicking – looking; Divvus – day; Hobben – food; Jigger – door; Sutty – sleep; Wafedi – bad; Riffly – dirty; Juk – dog; Scran – eat; Vasters – hands; Chur – steal
———
Mor elbiselerle iyi görünüşlü zengin bir adam vardı. Her gün onun yemeği iyi idi. Onun kapısının yanında Lazarus adında zavallı bir adam uyumuştu. Lazarus pis, bir köpek gibi kirli görünüyordu.
Eline geçirebileceği her şeyi yemeye ya da zengin adamın masasından çalmaya hazırdı
——————-
5– And another one :
Jesus pukkered them this parable: “Suppose tutti’s got a hundred bokros and yek of them’s nasherdi. Is there a mush among the lot of you as would not muk the waver ninety-nine in the bokro-puv and jel after the nasherdi bokro till he latchers it? Karna he’s latchered it he riggers it on his dummer, well-pleased he is. Karna he jels home he pukkers his friends and all the foki around: “Be happy with mandi, because I’ve found my nasherdi bokro.
Pukkered-Chardas – told; Tutti – you; Bokro – sheep; Nasherdi – Lost (run away?); Bokro–puv – Wilderness; Jel – go; Latcher – Find; Riggers – Lays; Dummer – Shoulder; Karna – When; Foki – neighbours; Mandi – me
Ve (10.17)’de alıntılanan bir diğeri (Luka 15.3-6):
İsa onlara şu benzetmeyi dedi: “Diyelimki senin yüz koyunun var ve onların birisi kaçmış, kayıp.. Doksan dokuz vahşi koyunyndan bir başkasını ayıracak bir adam mı var? ve kayıp koyunu buluncaya kadar dolaşmaya başkladı. Onu bulduğu zaman: onu omuzuna attı o çok mutlu idi. Eve gittiği zaman: : arkadaşlarına ve etraftaki tüm komşulara dedi ki: “Benim ile mutlu olun, çünkü kayıp koyunu buldum.
kustu -Çardas- anlattı; Tutti – sen; Bokro – koyun; Nasherdi – Kayıp (kaçmak mı?); Bokro-puv – Vahşi Doğa; Jel – git; Latcher – Bul; Riggers – Lays; ; Dummer – Omuz; Karna – Ne zaman; Foki – komşular; Mandi – ben
—————————-
6- Finally, a poem from the Berwick Advertiser, 1910 , indicating some of the Romani words in the Lowland Scots dialect :
A ‘gadgie‘ when he is a ‘chor‘ = Adamlar hırsız olduklarında
A ‘jugal‘ always fears = Bir köpek her zaman onları korkutur
For ‘jugals‘ as a rule are kept = Köpekler kaide olarak korurlar;
By ‘gadgies‘ with big ‘keirs‘ = Büyük evler ile adamlarını.
(gadgie:man, chor:thief, jugal:dog, keir:house)
SONnnn…….